Kayıtlar

Dari mansur

Resim
 ALEVİLİKTE, “DAR” ERKANI Alevilik, İslam’ın bir mezhebi olarak, kendine özgü ritüelleri ve inançları ile bilinir. Bu ritüellerden biri de “Dar” erkanıdır. Dar, kelime anlamı olarak ayağa kalkma, ayakta durma yani kıyamla Hakk’ın huzuruna durmak anlamına gelir. İnanç boyutunda ise maneviyatta ölümden sonra, yeniden dirilip ayağa kalkmak, özünü kötülüklerden arındırmak anlamına gelir. Varub bir kâmilin dârına durmak Sual edüb cümle müskilin sormak Arsın eteğinde var idi ırmak Daim akub çağlar seli nerdolur - Kasım Dede Alevilikte, Şahı Merdan Ali’nin yaşam biçimine ve düşüncelerine bağlanarak Hz.Muhammed’e uzanan bir yol vardır. Bu yol, dört büyük kişiden kaynaklanmıştır. Bunlar, Anadolu Alevilerince “dar” erkanı olarak kabul edilmişlerdir. Gece gündüz hayalinle dönerim Bir gece rüyama gir Hacı Bektaş Günahkârım günahımdan bezerim Özüm dâra çekerim gör Hacı Bektaş - Kul Himmet Alevi-Bektaşi yolunda, “dâra durmak” terimi, talibin canların ve dedenin önünde teslimiyetini bildirmek içi...

SAVAŞ MEYDANIN HZ. ALİ

Resim
 İMAM ALİ’NİN HARP ESNASINDAKİ HÂLLERİ 1. Hz. Peygamber dışında hiç kimse O’nun komutanı olamadı. O hep komutan idi.  2. Savaşlarında bayrağı taşıyan O idi.  3. Hiçbir savaşta yenilmeyen tek savaşcı idi.  4. Saldırdığı bütün orduları darmadağın etmiştir.  5. Savaştığı herkes O’nun kılıcı ile ölmüştür.  6. Mübârezeye çağrıldığı her çarpışmadan zaferle ayrılmıştır.  7. Peygamberimiz zor anlarda sadece O’nu çağırmıştır.  8. Kahramanları nasıl yeniyorsun? diye sorulduğunda buyurdu ki : Onu öldüreceğimi biliyorum, o da öldürüleceği korkusuna kapılıyor ve onun kendi nefsi adeta bana yardım ediyor.  9. Hiçbir savaştan kaçmamıştır.  10. Hiçbir savaşta sırtını düşmana dönmemiştir.  11. Öldürdüğü kimsenin elbise ya da zırhına dokunmamıştır.  12. Savaşlarda öyle dikkatli ve süratli savaşırdı ki kimse O’na yaklaşamazdı.  13. Tek başına güçlü bir ordu gibi idi.  14. En cesur olanlar dahi O’nunla karşılaşmamak için etrafa kaçarlard...

DİN TACİRLERİNİN GERÇEK YÜZÜ!/ NİYAZ-I PERŞEMBE

Resim
 DİN  TACİRLERİNİN GERÇEK YÜZÜ!/ NİYAZ-I PERŞEMBE Mabetlerinden sesler yükselecek yine! Cennete girmenin yollarını anlatacaklar; Kimileri Hakk'ın buyruğunu unutturup, kendilerine rehber edindiklerinin ( Seyh, Şıh, Gavs vs.) Kitaplarından ögütler verecek. Önlerinde secde ettirecek/şefatçi olacak/cennetin anahtarlarının kendi ellerinde olduğunu söyleyecek kadar şirke bulaşacak cennete gitmenin yolunun kendi hiziplerinin/tarikatlerinin yolundan gitmek oldugunu söyleyecekler.... Ve bu güruh, mahşer zamanı huzura geldiğinde dogrudan cehenneme sürülecek! Birçoğu şaşırıp diyecekler ki, Ey Rabbimiz: biz bizden öncekilere ( atalarımızdan ne ögrendik ise ona) uyduk, Bize ne söylendi ise onu yaptık. Onlara hitaben denecek ki; Ya atalarinizda ( Seyhleriniz/Şıhlarınız/kendilerinize önder sectiktikleriniz de yanlış yolda idiyse) yanlış yolda idiyse.... Hakk'ın kelamını bir kenara itip kendinize rehber edindiklerinize neden uydunuz? Onların kitaplarına neden tabi oldunuz?  Yolundan gitt...

Cumhurbaşkanlıgı Forsundaki Sır

Resim
 CUMHURBAŞKANLIĞI FORSUNDAKİ KORKUNÇ GERÇEK? Aliseydi KARAGÖZ / ANTALYA 1923, Cumhuriyet`in ilk kurulduğu yıllardır. Mustafa Kemal Atatürk yurt dışından gelen bir devlet başkanını Türkiye’de ağırlayacaktır. Resmi törenler için tüm hazırlıklar önceden yapılır. Türkiye’ye gelecek olan konuk devlet başkanının temsili bir flaması vardır. Fakat T.C. Devleti yeni kurulduğu için, bizde böyle bir sembol henüz yoktu. Bu durumu fark eden dönemin Türk yetkilileri, konuyu hemen Mustafa Kemal Paşa’ya bildirirler ve ne yapılması gerektiği konusunda Atatürk’ün emrini sorarlar. Mustafa Kemal Atatürk aynı gün konu ile ilgili bir çalışma yapar. Ortasında güneş ve bu güneşin etrafında 20 yıldız bulunan tasarımı hazırlar. Bir gün sonra da bizzat kendisinin üzerinde çalıştığı ve tasarladığı Cumhurbaşkanlığı flamasının hazırlanması için emir subaylarına talimatını verir. Mustafa Kemal’in Emir subayları, İstanbul’da bulunan askeri dikim evine müracaat eder. Dönemin askeri dikim evi yetkilileri, Mustafa K...

CELAL ABBAS OCAĞI DEDELERİ/AŞIK MÜCRİMİ

Resim
 Âşık  Mücrimi  Celal Abbas neslinden Ünlü Simalar **** AŞIK MÜCRİMİ*** Asıl adı Mehmet Özbozok olan Âşık Mücrimî, bugün Malatya ilinin Doğanşehir ilçesine bağlı olan Karaterzi Köyü’nde 1882 yılında doğmuştur. Çocuk yaşlarda eli yandığı için parmakları bir top halinde birbirine bağlanmış, bu dönemden sonra lakabı “çolak” olarak kalmıştır. Çocuklarının anlattığına göre, İmâm Mûsâ’l-Kâzım evlatlarından bir seyit tarafından, çolaklığı sebebiyle kendisine “Mücrimî” mahlası verilmiştir. Yine çocuklarının anlatımına göre Mücrimî, Celâl Abbas Ocağı’na mensup bir aileden gelmektedir.  Maraş, Malatya, Antep yörelerinde yaşayan Alevi – Bektaşi toplumunun yakından tanıdığı Âşık Mücrimî (1882 – 1970), ne yazık ki günümüzde yayınlanan hiçbir Alevi – Bektaşi şiir antolojisinde kendisine yer bulamamış bir halk ozandır. Özellikle müzik dünyasında, “Şu diyâr-ı gurbet elde”, “Yüce dağ başında kar yağmış gibi”, “Gönlüm sağ yâre”, “Aşkınla perîşân oldum” gibi deyişleri pek çok sanatçı t...

48 Perşembe İbadeti/Pir Nefesi

Resim
Ceddi Muhammed Mustafa Nesli Ali-yel Mürteza  Ehlibeyt  soyu Seyyid'ler /Pirler/Dedeler tarafından: 48 Perşembe İbadeti için çağrıldığınızda ( Cuma ibadeti/Perşembe akşamı Cem ibadetidir) işinizi,/uğraşınızı bırakın. Pir huzuruna gelin! Birbirinize rızaalık/helallik verin.  Aranızda darda zorda olanları bilin, yardımlaşın. Hesabınızı burda verin ki; Ulu divana kalmasın. İçinizdeki kini nefreti bir kenara bırakıp sevgi ile birbirinize yaklaşın. Yetimin /fakirin farkına varın/yardım edin. Hayirlarda/iyiliklerde yarışın. EY TALİP! DİNLE PİR NEFESİN!  ÖZÜNÜ YOKLA! NEFSİNİ DARA ÇEK!  Okunsun Telli Kur'an! Coşa gelsin Cümle Cem-i Canlar. Hakk-Muhammed- Ali Aşkına yakılsın Çerağlar Elhamdülilahi külha vallahi Cümle ayetlere taş olmadımı Rabbil alemindir alemler şahı Muminler gönlünde hoş olmadımı Errahmanirahim arşın binası Malikiyevmiddin elif anası İyya ke nağbüdü sevmeyen ağsı O mülkürün kalbi taş olmadımı Ve iyyakenestain hatmi kuranım İhtinas derdime derman kılan...

KANDİL GECELERİNİ ALEVİ BEKTAŞİLER KUTLAR MI?

Resim
 SORDULAR: Alevi Bektaşiler kandil gecesi kutlar mı? Alevi Bektaşi geçmişinde Kandil geceleri var mıydı? CEVAP: Kandil geceleri, Kur'an da olmayan Hz. Muhammed  zamanında da kutlanmayan dahası 12 İmam devrinde de rastlanmayan dine sonradan eklenen Bi'dat'lardandır. Yani dinden degildir bir gelenek/adettir. Bir kutsiyeti yoktur. Inananların Allah'a yönelmelerinde elbette bir sakınca yoktur. Fakat bunu dinden göstermek yanlıştır. Dogrusu, dine sonradan dahil olmuştur. Mevlid-i Şerif ise  miladi 1400'lü yıllaŕın sonlarına dogru Süleyman Çelebi tarafından yazılmıştır. Zaten Osmanlı'da kandil kutlamaları da bu tarihte başlar. Öncesi yoktur. Kur'an-ı Azimüsan'da tek bir kutsal geceden bahsedilir. Bu da Kadir gecesidir. Yani Kur'an'ın nüzul olmaya başladığı gecedir. Hemen belirtmek icap eder ki;  Batıni yorumda, Kadir gecesi herhangi bir takvim günü de degildir. ( Bakınız: sünni akidede, Kadir gecesi;  Ramazan ayı 27 olarak ifade edilir/Ramazan orucu tu...

CELAL ABBAS OCAĞI SECERELER-4 ( ERZİNCAN KİŞTİM)

Resim
 BİSM-İ ŞAH ALLAH ALLAH "... İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir."                AL-İ İMRAN SURESİ-104 CELAL ABBAS OCAĞI, Erzincan KİŞTİM Ocağı mensuplarına ait olan şecere, diğer secerelerden farklı olarak Celal Abbas Ocağı' ın kökenini Imam Zeynel Abidin'e  dayandırır.  Seyit Ali  ve Seyit Yusuf Dede'nin hüccetlerinin orijinalinin kopyası asagidaki görselde incelenebilir:  Cami resimli olan Seyit Ali'nin, diğeri ise Seyit Yusuf'un hüccetidir.  Şecere 4 bölümden oluşuyor: Soy silsilesi, vakfiye, seyitname ve ocağa bağlı aşiretler. Secerenin önemi, Osmanlı Imporatorlugu'nun kuruluş tarihinden   9 yıl sonrasına dayanmasıdır. Bu özelligi ile Celal Abbas /Ali Abbas Ocağı Anadolu'daki Alevi Ocaklarının ilki olması yönünden de önemi büyüktür.  Yukardaki Şecere ve hüccetlerin bir diğer  önemi ise,  Celal Abbas /Ali Abbas O...

BOZATLI HIZIR KİMDİR? HIZIR ORUCU KUR’AN-I KERİMDE GEÇER Mİ?

Resim
  Zulmet deryasın nur edip gelen Hızır İlyas şah-ı merdan Ali’dir Garibim, mazlumun halinden bilen Hızır İlyas şah-ı merdan Ali’dir Misafir gelirse kısmeti bile Misafir Hızır arzunu dile Hatayi uğrunu tut vergil ele Mihmanlar siz bize safa geldiniz Benim sevdiğimin şirin sözleri Büyüdü sinemde ne haller oldu Karınca yükünü fil çekmez oldu Azdı zaman azdı ne çağlar oldu Talip gelmez oldu pir nefesine Elin alıp gitmez oldu yasına Dağlar sindi tepeler gölgesine Büyüdü tepeler ne dağlar oldu Nesimi yüzüldü mansur asıldı Ali düldül’e bindi küffar basıldı Nice ulu sular arktan kesildi Aktı kör pınarlar ne çaylar oldu Gönül turnam uçtu gitti gölünden Bülbül vazgeçer mi gonca gülünden Abdal pir sultanım çarhın elinden Dideler yaş döktü kan ağlar oldu HIZIR LOKMASI / TUNCELI OVACIK

ALEVİ AÇILIMI ÜZERİNE:

Resim
  Ceddimiz Ali-el Mürteza'ya sual olundu ki? Devletin dini olur mu?  Hz. Ali :  Devletin dini adalettir. Diye buyurdu.  ■Devlet dediğimiz  teşkilat:  Parasını  o devlette yaşayan herbir insandan alarak ( vergi/zekat)  ortak ihtiyaçların karşılandığı bir yapıdır.  Ihtiyaç ortak değil ise, sadece bir inanışa, zümreye, bir sınıfa yönelik ise bu ihtiyaç, o halkın ortak bir ihtiyacı olamaz. O hizmetten faydalanmayanların hakkına girilmiş olur. Oysa Devlet adil olmalıdır. Herhangi bir dini/inanışı  tutamaz/destekleyemez/ yayamaz.  Ve o devlette yasayan garip gurebanın  pazarda, markette , ve ez-cümle tüm  alışverişlerinden kesilen vergileri, o kimselerin rızası onayı olmadan başka bir inancın ihtiyaçlarının giderilmesi için kullanamaz/kullanmamalıdır.  ■Cenab-ı Hakk, Kur'an-ı Azimüşan' da  dini meslek edinmeyi men eyledi ki, Ruhban  sınıfı ( din adamları sınıfı) İslâm inancımızda yoktur ( Tevbe süresi 9. Ayet). Da...